Dün bahçemden papatya, lale, kır çiçekleri topladım. Ne güzel binbir renkle bezenmişler,insanlarda öyle degilmi? Rengarenk. Lazı, Çerkezi, Alevisi, Sünnisi, Muhaciri, Türkü,...
Ve hepsi ayrı bir karakterde, ayrı düşüncede.
Ama hepsi Özgür.
Biz çerkezlerde bir söz vardır, "Asalet kanda değil, tavırdadır" diye.O tavır ve duruşu olmayanın itibarıda yoktur diye düşünürüz.
Ülkemiz bir seçim sürecine girdi, benim güzel ve yalnız şehrim Kuşadası'nda da seçim çalışmaları süregelmekte.
Siyasetle 1994 yılı seçimlerinde aktif olarak ilgilendim. Chp 11 sıra meclis üyesi mazbatasını aldığımda şöyle düşünüyordum. Partimin misyonu, vizyonu çok önemli.İnanç vardı.
Eskiden inandıklarımızı savunmak için mücadele ederdik, şimdi inanmadığımız şeylerle. Malesef şu an durum bu.
Bildiginiz gibi küçük şehirlerde eskiden olduğu gibi şimdide kişiler önemli. Bunu yakın dönemlerde gördük. Hala görmeye devam ediyoruz.
A partisi, B partisi C partisi önemli değil,kişilerin tavrı ve duruşu önemli.
Benim Ada'yım, bir çok arkadaşım farklı partilere gönül vermiş durumda. Onlar orada veya şurada diye hiçbirine kötü bir söz söylemem, beraber yürüdügümüz okul yolları, Ada'mızın sokakları, içtiğimiz bir kahvenin 40 yıl degil ömür boyu hatrı var bende.Düşünceleri ne olursa olsun bugun tu kaka diyemem, seçim bitince yüzlerine nasıl bakarım sonra.
Saygı duyuyorum seçimlerine, sevgim zaten baki. Ama desteklediği aday kimse, seçiminden dolayı onu ötelemem, adayını tasvip etmesemde arkadaşlarımı ayrıştırmam.Aksini yapmak rezilce bir durumdur. Bu bana en azından kendime duyduğum saygımdan gelir. Çünkü, bu yeryüzünde birilerine rezil olmak, kendime rezil olmamdan daha önemli değil.
Hep şunu düşündürüm:
Vicdanın rahat olduğu bir konuda açıklama yapma gereği duyma, bırak kim neyi nasıl anlıyorsa öyle anlasın.
Mütevazi olmak güzeldir ama, mütevazilik hiçbir zaman gerçek bir üst değer olmamıştır bizde. Bir ortamda mütevazi olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz bunu.
Görüyor ve dehşetle izliyorum ki, o aday böyle, bu aday böyle, yok şöyle yapmış, yok böyle yapmış.Ahlaki,etik ve saygı değerlerini aşarcasına çok ama çok çirkin söylemler.
Yakışıyormu hiç. Sesleri, yazıları var ama kendileri yok.
İzliyorum,bakıyorum, bakıpta görmek herkesin yapmasını istediğim bir durum.Olmuyor malesef.
Bu şehir, benim güzel Adam ve tabiki ülkem bitmenin, tükenmenin yorgunluğu içindeyiz.
Beklentim yokmuş gibi davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum.
Ülkemde, şehrimde artık huzurla ve insanca yaşamak istiyorum. Adamın sokaklarında, sahilinde yüzümü denize dogru çevirip miss gibi deniz, iyot kokusunu çekmek istiyorum... Başka kokular değil.
Seçimi kim kazanırsa kazansın rahatça makamına çıkıp derdimi anlatacağım veya öneride bulunacagım, 3 gün kapısında beklemeyeceğim,vs adamı temsil eden, bizlerin seçtiği bir başkan istiyorum.
Rozetler takılıyor partilere katılınca veya senin destekçinim diyerek şova dönüştürülmüş bir şekilde bir metal parçası sol yanlarına iliştiriliyor.
Hiç düşündünüzmü rozet denilen olayı. Hizmetkarlık adı verildi şimdi de. Parti hizmetkarları.Atam ne güzel söylemiş "Bu millete bir uşaklığı öğretemedim" Kimse kimsenin hizmetkarı veya uşagı değildir. Bu halkın seçtiği ve görev verdiği İNSANA hakarettir.
Aslında halkın o adaya takması veya vermesi gereken aslında halkın "Sana bir yetki veriyorum beni, yaşadığım şehri güzelleştirmen, sorunlarıma çare bulman, bana yaşanabilir bir kent sunman" için sana bu liyakatı veriyorum diyecegi, fakat bunu yaparken 'Çalmayacaksın, adil olacaksın,dürüst ve çalışkan olacaksın, ötekileştirmeyeceksin, ayrımcılık yapmayacaksın, vatandaşı magdur etmeyeceksin....' bunları yaparken senden istediğim bu, seni bu yüzden, bunları yapabilmen ve beni temsil etmen için başkan adayı olarak seçtim diye verdiği hayali bir temsil rozeti. (Çünkü adayları halk veya parti üyeleri seçmiyor artık.)
Partilerin seçilmiş Adaylarının bu anlamda işi zor. Çünkü halkın takdiri ve seçimi belirliyecek sonucu.
Bakıyorum, kalabalıklar, alkışlar, ve söylemler artık çok fazlalaştı.
Unutmayın ki:
Söyleyeceginiz bir yalanı belki 10 kişi alkışlayacak,övgü dolu yazılar yazacak, acı bir gerçek söylediğinde 8 kişi seni yuhalayacak veya saldıracak ama belki 2 kişi sorgulamaya başlayacak.O 2 kişiye selam olsun
Ve unutmayın ki...
Adamızda o sorgulayacak ve sorgulamaya başlayan kişi sayısı artık çok fazla.
Ben de uzun zamandır o sorgulayanlardan biriyim.
5 yıl önce verdiğim yetki ve seçimin sonucunu sorguluyorum,
Korkmadan ve saygıyı aşmadan.
Çünkü korkum beni mahkum eder, ama umudum beni özgür bırakır.
Halk olarak susmamak ve sorgulamak en haklı HAKKIM.
Oyumu kullanarak bu sorgulama ve susmama hakkımı kullanıcam. Oy kullanmayanların ve oy atmıcam diyenlerin bu hakkı malesef yoktur.
Adayınız kim olursa olsun, şunu unutmayın
"İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman İYİ İNSAN olmayı başarabilirler.
Cumhuriyetimizin 100.yılını yaşadığımız bu dönemde:
GÜN GELİR
SESSİZLİK İHANET OLUR,
GÜN GELİR,
SUSMAK ESARET OLUR.
Saygıyla, sevgiyle.
yeşim/ada/2024
Kalemine sağlık çok güzel yazı yazmışsın tebrik ediyorum
Kusadasina yakisir bir secim dileklerimlesize katiliyorum