Belediye Başkanı Ömer Günel bu gün bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya sadece Kuşadası’ndaki değil, Aydın ve ilçelerinde gazetecilik yapan neredeyse tüm isimler katıldı. Bu anlamda oldukça kalabalıktı. Günel sorulara açık cevap vereceğini söyledi, verdi de.. Ama,bir avukat ve siyasetçi olarak bol bol siyaset, demogoji, birilerine mesaj göndermeli cevaplardı.

Bana gelince, ben bir çok soru hazırlamıştım, benden önce benzerleri sorulup, doğrusunu elimdeki belgelerle bildiğim konulardaki yanıltıcı cevapları görünce bir ara hiç soru sormamayı da düşündüm. Ama gitmişken mesleki refleks ile bazı konuları gündeme getirdim. Küçük tartışmalarla geçen diyaloğumuzda kendisine doğruları söylemediğini, demogoji yaptığını, siyaset yaptığını söyledim. Bu güne kadar neden sustuğumu sorduğunda ise, 2019 seçimleri öncesi kendisiyle ilgili tüm görüşlerimi dile getirdiğimi, kamuoyunu uyardığımı, buna rağmen seçildikten sonra seçmenin tercihine saygı duyduğum için sustuğumu söyledim.

GÜNEL’E GÖRE ONUN DÖNEMİNDE BETONLAŞMA YOK

Günel sorular üzerine, Kuşadası’nı betonlaştırmadıklarını, geçmiş dönemlere göre daha az ruhsat verdiklerini söyledi. Kendisine verdikleri ruhsat sayısını sordum, geçmiş 5 yılda sadece 2015 inşat ruhsatı verdiklerini söyledi. Belediyenin sitesinde duran yıllık faaliyet raporlarından derlediğim rakamın 14 bin 996 ruhsat olduğunu söyleyince, karşı çıktı. Elindeki belgenin doğru olduğunu söyledi, üzülerek de olsa o belgenin “yalan” olduğunu söylemek zorunda kaldım. Çünkü, aldığım rakamların tamamının yine belediyenin resmi sitesinde olduğuna ısrar ettim. Bu kez de bu ruhsatların başka nedenlerle verilmiş olabileceğini söyledi. Kuşadası’nın tarihinde bu dönem kadar betonlaşmadığı görüşümü bir kez de yüzüne söyledim.

BELEDİYE MÜLKLERİ ARYA’DAKİ TOST GİBİ SATILABİLİR

Belediye mülklerinin satılmasıyla ilgili “Belediyenin şirketi Arya’da satış yapmak ile belediyenin mülk satması arasında bir fark yok. Biz mülkleri şeffaf ve değerinde satıyoruz” sözlerine ise, partisinin tutumu, genel başkanı ve yetkili kurullarının kamu mallarının satışıyla ilgili açık net tavrını hatırlattım. Yanında oturan CHP İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek’in meclis üyeliği döneminde “Satılmak istenen Kuşadası’nın geleceği” sözlerini gündeme getirdim. Günel, yine politik cevap verdi, “iktidarın sattıklarıyla bizim sattıklarımız arasında fark var” yanıtını verdi. Bu kez satılan belediye arazilerin tamamının kendisine yakın isimlere satıldığını, yeni satışa çıkarılan eski çöplük alanının da yeşil alan olan imarın değiştirilip, ticarete çevrildiğini, oraya bir AVM yapılacağını, yapacak şirketin de hazır olduğunu söyledim. Yanıtı yine siyasi oldu.

TETİKÇİLERİ YOKMUŞ

Ergün Poyraz’ın kendisiyle ilgili yazdığı kitap toplantının önemli bir gündem maddesi oldu. Soruların büyük bölümü bu kitapla ilgiliydi diyebilirim. Başkan Günel, benim kitabı okuduktan sonra yaptığım değerlendirmeyi okudu. Birkaç konu dışında, kitaptaki konuların yeni olmadığı görüşümü hatırlattı. Bu aşamada, kitaptan alıntılayıp paylaştığım 50 konu başlığını hatırlatıp, rant, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma gibi iddiaları yalanlama yerine, tüm tetikçilerinin bana niye saldırdığını, hakaretler ettiğini sordum. Yanıtı yine siyasiydi, sanki bu kentte yaşamıyormuş, hiç bir şeyi görmüyormuşuz gibi kendisinin kimseyi beslemediğini, kendisinden bir şey isteyenleri yanına bile yaklaştırmadığını söyledi. Günel, geçmişte kendisine FETÖ’nün avukatı dediğimi hatırlattı, doğruladım, o tartışmaların olduğu dönemde kendisine aynı ithamlarda bulunan kişilerle ise şimdi bir arada olduklarını da hatırlattım sadece.

MAL VARLIĞINIZI NEDEN AÇIKLAMIYORSUNUZ DİYE SORDUM

Ömer Günel’e başta kendisinin; Ergün Poyraz’ın kitabında “Gözünü kırpmadan rüşvet istiyor” diye afişe ettiği, Kültür ve Basın birimlerinden sorumlu arkadaşı Atıl Ulaş Bengi ile ekibindeki diğer isimlerin mal varlıklarını açıklamadığını istedim. Günel, mal varlığının başkanlığında artmadığını, aksine eksildiğini, önümüzdeki günlerde mal varlığını çıkarıp bana göndermesi halinde yayınlayıp yayınlamayacağımı sordu, yayınlayacağımı söyledim. Atıl Ulaş ile ilgili ise, ünlü kitaptan alıntı yaptığımı söylememe rağmen “eğer rüşvet aldığını söylüyorsan, seni dava ederim” diye açıkça da tehdit etti.

Sonuç;

Ömer Günel, bu basın toplantısını bir milat sayıp karşılıklı diyalog kurmamızı, yazdığım haberlerde kendisinden de görüş almamı istedi. Doğrusunu isterseniz bu zaten gazeteciliğin temel kuralı, ve bunu hep uyguladım. Ben de kendisine bir haber yazdığımda kendisi yerine tetikçilerinin bana cevap vermemesini, sahte hesaplarla tehdit etmemesini, varsa belirteceği bir görüşünü kendisi veya basın bürosunun bana iletmesini söyledim.