CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile partilisi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel arasında aylardır süren kavga şimdilik noktalanmış gibi görünüyor. Bu gün yapılan Aydın’daki CHP’li Başkanlar toplantısı sonrası kendisine bağlı basın mensuplarının “Ömer Günel ile aranıza kara kedimi girdi” sorusunu yanıtlayan Çerçioğlu, kekeleyerek de olsa aralarında “şimdilik” kara kedi olmadığını belirtti. Kavgalarını gündeme getiren “Bazı basın mensuplarını biliyoruz” diye, suçu "Bazı" basın mensuplarına atarak Günel ile aralarında bir sorun olmadığının altını çizdi. Ben de ikili arasındaki kavgayı sık sık gündeme getirdiğim, Kuşadası’nın, turizminin zarar gördüğünü savunduğum için o “Bazı basın mensupları”ndan biriyim. Doğal olarak bir cevap hakkım doğdu.

***

Baştan söyleyeyim, Kuşadası’na çok pahalıya patlayan o kavganın sorumlusu da ben değilim. Kimler araya girdi, hangi pazarlıklar, ne teminatlar verildi bilmiyorum. Gerçekten barıştılar mı, yoksa tepkiler üzerine öyle görüntü mü verdiler, onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu kentin, ilin hizmet görmesi için başkanların kavga etmesini istemediğim gibi, geçmiş beş yılda olduğu gibi can ciğer olup her karışının betona peşkeş çekilmesini de istemiyorum. Başkanların sorumlulukları ve üstlendikleri görevleri gereği sadece hizmete odaklanmalarını bekliyorum. Barışmışken, Kuşadası’nın talanına yeniden başlanmasın diye umutlanmak istiyorum.

***

Bu arada, oraya davet edilen “bazı” olmayan basın mensubu arkadaşlarımın aklına gelmemiş olabilir diye, bir “Bazı basın mensubu” olarak, aramızda kavga yok diyen Çerçioğlu’na bir iki soru yöneltmek istiyorum.

**Önceki dönem yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen Ömer Günel ile yerel seçimlere kısa bir süre kala neden savaş ilan ettiniz? Sorumluluğunuzdaki bilbordlarda Ömer Günel’e ait tüm afişleri indirttiniz, Kuşadası’nda Günel ile bir poz dahi vermediniz? Sorumlusu, “Bazı basın mensupları” mıydı?

**Seçimin hemen ertesinde Kuşadası’nı cezalandırmak için elinizdeki tüm olanakları kullandınız. Eğer aranızda kavga yoktuysa, en basitinden plajlardaki şemsiye şezlongları, soyunma kabinlerini, tuvaletleri, hatta duşları bile, Çerçioğlu ailesinin malıymış gibi neden alıp götürdünüz? Turizm sezonunun neredeyse ortasına geldiğimiz bu günlerde bile sahillerdeki keşmekeşliğe, rezalete neden oldunuz? Yoksa Kuşadası ve Aydın turizmine bu ihaneti “Bazı basın mensupları” mı yaptı?

**Daha birkaç gün önce Kuşadası’na gelen eski genel başkanınızı bile ayrı ayrı karşıladınız. Taraftarınız sosyal medya çeteleri, basın mensupları üzerinden bir birinize hakaretler paylaştırdınız. Gazeteler çıkarttırdınız. Bu gün ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz, nedeni ve bedeli nedir? Seçimlerden bu yana duran imar talanları tekrar başlayacak mı?

Vermeyeceğinizi biliyorum, ama gönderirseniz cevaplarınızı seve seve yayınlarım.

Not: Toplantının çok verimli geçtiği başkanların yüz ifadelerinden anlaşılıyor....