Hayatımızda gelişimsel ve değişimsel bazı döngüsel zamanlar vardır. Okul süreçleri, iş hayatı, evlilik gibi ebeveyn olmak da bu döngülerden biridir. Bu değişim döngüleri, kendi içinde birçok dinamik barındırmaktadır. İki farklı bireyin, kendi geçmiş yaşanmışlıklarıyla, öğrendikleriyle bir araya geldikleri çift olma sürecindeki kadın ve erkek rollerine, çocuk sahibi olmakla ‘’anne’’ ve ‘’baba’’ rolleri de eklenmektedir. İki kişilik aileye, yeni bir üyenin dahil olması ve yeni rollere sahip olmak kabullenme, alışma ve uyarlanma süreçlerini beraberinde getirmektedir. Karşılıklı etkileşim, oluşum, var olma, dengelenme demektir. Ve yaşam döngüsü değişmeye başlar…Bu süreçlerde ebeveynliğe hazır olma, planlı ve plansız gebelik, hamilelik ve doğrum süreci, çevremizdeki destek kaynaklarımız sürecin birer dinamiğini oluşturmaktadır. Karmaşık olan bu süreçteki durumlardan birisi de ‘’ebeveynliği sorgulamak’’. Doğru bir ebeveyn miyim? Çocuğuma yetebiliyor muyum? Böyle davranırsam çocuğuma zarar mı veririm? Sanırım anneliği – babalığı yapamıyorum…Gibi çeşitli kendinize haksızlık ettiğiniz, suçladığınız ve iyi hissettirmeyen cümlelerle kendinize yüklemeler yapmaktasınız. Bu yetme çabasında, ebeveynliğe alışma süreciyle devam eden kaygılar; kişinin eksik, yetersiz hissetmesine ve mutsuzlaşmaya, ilişkisel veya kişisel bazı sorunlara da neden olmaktadır.
DUYGUSAL İHMAL
Çocukların, dünyaya geldikleri andan itibaren en çok ihtiyaçlar duydukları şeyler ‘’güven’’, ‘’sevgi’’ ve ‘’şefkat’’ üçgeninde ihtiyaçlarının karşılanıyor olmasıdır. Siz ebeveynler çocuklarınızın maddi ve manevi ihtiyaçlarını fark edip karşılamaya başladığınız andan itibaren çocuğunuz size güven duymaya başlar. İhtiyaçların fark edilmemesi, çocuklarda kendilerinin görülmediğini ve anlaşılmadığını hissettirir ve bu durumda duygusal ihmal oluşmaya başlar. Çocukların büyüme süreçleriyle birlikte çevresel faktörlerin etkisiyle farklı davranışlar ve durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumlarda ‘’sınır koymak’’ ve ‘’tutarlı-kararlı’’ davranmak doğru davranışların yerleşmesine sağlar.
ÇOCUĞUNUZA VAKİT AYIRIN
Sürekli oyun oynamak, etkinlik yapmak ebeveynlik kriteri değildir. Veya oyun oynamayan anne-babalar yetersiz değildir. Sosyal medyanın yetersizlik hissetme duygusu üzerindeki olumsuz etkilerini görmekteyiz. En önemlisi şu ki; çocuğunuza ayırdığınız vakitler, bu vakitler öyle vakitler ki her yanınızla çocuğunuzla birlikte anda olduğunuz ve keyif aldığınızı hissettirdiğiniz, onu dinlediğiniz, duygu ve düşüncelerini anlamaya çalıştığınız vakitler olmalı. Çocuk gelişimindeki diğer önemli alanlar ise sevginizi, şefkatinizi temasla, sözlerle ve davranışlarla çocuklara hissettirebilmek. Bunlar olduğu sürece siz ‘’yeterli bir ebeveynsiniz’’.
Sağlıkla, sevgiyle, şefkatle ebeveynliğinizi dolu dolu yaşayacağınız günler sizlerle olsun…
Daha fazla bilgi için: Tel. 0545 457 55 66
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ezgi Çiçek
EBEVEYNLİK VE YETERLİLİK KAYGISI
Hayatımızda gelişimsel ve değişimsel bazı döngüsel zamanlar vardır. Okul süreçleri, iş hayatı, evlilik gibi ebeveyn olmak da bu döngülerden biridir. Bu değişim döngüleri, kendi içinde birçok dinamik barındırmaktadır. İki farklı bireyin, kendi geçmiş yaşanmışlıklarıyla, öğrendikleriyle bir araya geldikleri çift olma sürecindeki kadın ve erkek rollerine, çocuk sahibi olmakla ‘’anne’’ ve ‘’baba’’ rolleri de eklenmektedir. İki kişilik aileye, yeni bir üyenin dahil olması ve yeni rollere sahip olmak kabullenme, alışma ve uyarlanma süreçlerini beraberinde getirmektedir. Karşılıklı etkileşim, oluşum, var olma, dengelenme demektir. Ve yaşam döngüsü değişmeye başlar…Bu süreçlerde ebeveynliğe hazır olma, planlı ve plansız gebelik, hamilelik ve doğrum süreci, çevremizdeki destek kaynaklarımız sürecin birer dinamiğini oluşturmaktadır. Karmaşık olan bu süreçteki durumlardan birisi de ‘’ebeveynliği sorgulamak’’. Doğru bir ebeveyn miyim? Çocuğuma yetebiliyor muyum? Böyle davranırsam çocuğuma zarar mı veririm? Sanırım anneliği – babalığı yapamıyorum…Gibi çeşitli kendinize haksızlık ettiğiniz, suçladığınız ve iyi hissettirmeyen cümlelerle kendinize yüklemeler yapmaktasınız. Bu yetme çabasında, ebeveynliğe alışma süreciyle devam eden kaygılar; kişinin eksik, yetersiz hissetmesine ve mutsuzlaşmaya, ilişkisel veya kişisel bazı sorunlara da neden olmaktadır.
DUYGUSAL İHMAL
Çocukların, dünyaya geldikleri andan itibaren en çok ihtiyaçlar duydukları şeyler ‘’güven’’, ‘’sevgi’’ ve ‘’şefkat’’ üçgeninde ihtiyaçlarının karşılanıyor olmasıdır. Siz ebeveynler çocuklarınızın maddi ve manevi ihtiyaçlarını fark edip karşılamaya başladığınız andan itibaren çocuğunuz size güven duymaya başlar. İhtiyaçların fark edilmemesi, çocuklarda kendilerinin görülmediğini ve anlaşılmadığını hissettirir ve bu durumda duygusal ihmal oluşmaya başlar. Çocukların büyüme süreçleriyle birlikte çevresel faktörlerin etkisiyle farklı davranışlar ve durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumlarda ‘’sınır koymak’’ ve ‘’tutarlı-kararlı’’ davranmak doğru davranışların yerleşmesine sağlar.
ÇOCUĞUNUZA VAKİT AYIRIN
Sürekli oyun oynamak, etkinlik yapmak ebeveynlik kriteri değildir. Veya oyun oynamayan anne-babalar yetersiz değildir. Sosyal medyanın yetersizlik hissetme duygusu üzerindeki olumsuz etkilerini görmekteyiz. En önemlisi şu ki; çocuğunuza ayırdığınız vakitler, bu vakitler öyle vakitler ki her yanınızla çocuğunuzla birlikte anda olduğunuz ve keyif aldığınızı hissettirdiğiniz, onu dinlediğiniz, duygu ve düşüncelerini anlamaya çalıştığınız vakitler olmalı. Çocuk gelişimindeki diğer önemli alanlar ise sevginizi, şefkatinizi temasla, sözlerle ve davranışlarla çocuklara hissettirebilmek. Bunlar olduğu sürece siz ‘’yeterli bir ebeveynsiniz’’.
Sağlıkla, sevgiyle, şefkatle ebeveynliğinizi dolu dolu yaşayacağınız günler sizlerle olsun…
Daha fazla bilgi için: Tel. 0545 457 55 66