Kuşadası’nın termal turizmde gelişmesinde, gelişme sayarsak AK Parti hükümetin 2005-2007 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un önemi büyüktür. Aydın’lı Bakan Koç İline ve özellikle Kuşadası’na çok yararı olmuştur. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğünden heyet getirtmiş, Kuşadası Davutlar Mahallesinde termal kaynak arayışlarına başlayan bu ekip heyecanla arayışlarına başlamış, Radon Termal başlangıç olmak üzere yaklaşık 3 kilometre karelik daire içinde sondajlar açmış, 3 veya 5 noktada termal su bulmuştu. bu suyun bulunması o dönem belde olan Davutlar’da büyük bir heyecan yaratmıştı. Bu kaynakları Davutlar Belediye’sine kazandıran Belediye Başkanı Tuncay Uysal’ın hakkını da yemeyelim.

Bende o dönem çalıştığım gazete adına MTA yetkilileri ile bir söyleşi gerçekleştirmiştim. Bana söyledikleri şu cümle çok önemliydi. ‘’ RADON TERMAL altın madeni üzerinde oturuyor ‘’ demişler ve açtıklatrı diğer kuyulardan daha çok minerallere sahip olduğunu dile getirmişti.
Davutlar’ın mahalle olmasından sonra bu kuyulardan çıkan sifalı su kaynakları borular vasıtasıyla Kuşadası Belediyesi tarafından otellere bağlandı. Şunu belirtmeden geçmeyeyim bu termal sular hiç bir zaman Radon Termal kalitesine ulaşamamış. Hatta o zamanlar ve şimdi de faaliyet gösteren bir işletmenin kuyusu bile tesisinden yaklaşık 400 metre uzakta. Bakanlığa her ay gönderilen numuneleri de Radon Termal’den aldığı da söylendi.
Sağlık bakanlığının Temel Sağlık Hizmetlerinin kaplıca tesis işletme iznine sahip Radon Termal İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Ekoloji ve Hidroklomatoloji anabilim dalından tıbbi raporları ile Alman kaplıca cinsinden su analiz raporları ve diğer yetkili kurum ve kuruluş raporları ile kaplıcanın termal suyunun tıbbi etkisi onaylanmış tedavi edici özelliği ortaya konulmuş.
42.5°C termal suyu ile hipotonik maden sularının fiziksel özelliklerine sahip, kimyasal bileşimi ile de pek çok hastalığın şifa kaynağıdır. Sıcak maden suyu; tuz, bikarbonat, karbondioksit, kükürt, iyodür ve demir içeren bu termal kaplıcanın suyunun bünyesinde Radon gazı (gençleştiren gaz) bulundurmasından dolayı hücreleri yenilemekte, hormonları aktive etmekte, bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
İyileştirme gücü, gazlı kaplıca radonlu su, litresinde 6 gramın üzerinde mineral ve termo mineralli özellikleriyle özdeşleşmektedir. Cilt ve alerjik hastalıklarda 3 günlük, kemik erimesi, kireçlenme, romatizmal hastalıklar, damar hastalıkları ve siyatikte 10 günlük termal banyo ve içme kürüyle tedavi mümkündür.

Radon gazı renksiz, tatsız, kokusuz ve radyoaktif bir gazdır. Radon gazı alfa parçacığı yaymakta olup, müsaade edilen miktarların üzerinde solunduğunda akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Bundan da şu anlaşılıyor, bu suyu odalara verilmesi sakıncalı. Radon, iyileştirme amacıyla vücuda üç yolla giriyor: deri, akciğerler ve mide-barsak derisi yollarıyla.
Kaplıcaların havuz sularındaki radon deri yoluyla kan dolaşımına giriyor. Ayrıca radon gazı (kuru) ve radon buharı uygulamalarıyla da radon hem deri ve hem de akciğerler yollarıyla kan dolaşımına ulaşıyor.
Kuşadası’nda yaşayan, ilçede ikinci konuta sahip vatandaşların, yada tatile gelen misafirlerin başka tesislerde kalsalar bile keşke dememek için bir kez olsun Radon Termali ziyaret etmenizi öneririm.