Aydın Çevre Koruma ve Kültür Derneği’nin 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinlikleri çerçevesinde düzenlediği “Aydın Çevre Buluşması” Efeler Nevzat Biçer Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Etkinlikte Kuşadası Çevre Platformu adına konuşan Filiz Ufuk Çilek, ilçenin çevre sorunlarına dikkat çekti, çözüm önerilerini dile getirdi. Kuşadası’nın hızla tahrip eden bir anlayışa teslim olduğunu, halkın istek ve ihtiyaçlarını gözeten bir şehirleşme anlayışının hayata geçirilemediğini belirten Çilek, “Son yıllarda sınıfta kalan şehirleşme politikaları bir ana plandan bile yoksundur. Adeta tek amaç inşaat rantı gibi görünmektedir. Oysa yaşadığımız coğrafya inşaat rantına feda edilemeyecek kadar değerlidir. Geçtiğimiz 50 yılda turizm için yatırımlar yapılan ilçemiz, son yıllarda merkezi iktidarın inşaat politikalarına boyun eğmiş durumdadır. Kuşadası artık inşaata doymuş durumda. İhtiyaca yönelik değil de yatırım ve rant amaçlı yapılaşma, her 500 metrede bir karşımıza çıkan ve çoğu ölü durumdaki AVM’ler, zeytinlikleri ve şeftali bahçelerini sürekli yok eden imar planları suyu, toprağı ve tüm diğer doğa varlıklarını asfalta ve betona dönüştürmektedir. Bu da yetmiyormuş gibi Pilav Dağının eteklerinde zeytinlikleri yok ederek yapımına başlanan güneş enerji santrali akıl almaz görüntüler oluşturmaktadır. Zeytin ağaçları kesilerek enerji santrali veya herhangi bir yapı yapılamaz, yapılmamalıdır. Bu konuyu romantik bir “çevreci” hassasiyeti ile değil, akılcı şehirleşme politikaları açısından belirtiyoruz. Süregelen kentleşme anlayışını çevre ve ekolojik yaklaşımlar açısından kabul edilemez buluyoruz” dedi.
Kuşadası Çevre Platformu’nun Kuşadası ile ilgili gündeme getirdiği sorunlar ve çözüm önerileri ise şöyle sıralandı;
KANALİZASYON
**Kuşadası’nın yolları ve kanalizasyon sistemi, kışkırtılmış yapılaşma hızının çok gerisinde kalmıştır. Güzelçamlı mahallesinde halen kanalizasyon yok ve foseptik çukurları yoğun dikey yapılaşma yüzünden yaz mevsimlerinde sürekli taşıyor. İnsanlar vidanjörlere kucak dolusu para ödüyor. Vidanjör için randevu almak bile günler sürebiliyor
YEREL KAYNAKLAR ve HALKIN İHTİYAÇLARI
**Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmaktan mı söz ediyoruz? Yılın büyük kısmında güneşli bir coğrafyada olduğumuza göre güneş enerjisi neden halkın ihtiyacı için kullanılmasın ki? Ve güneş enerjisinden yararlanılacaksa kamu binaları ve konutların çatıları ne güne duruyor?
** Kuşadası sahili bütünüyle Kuşadası halkına aittir. Özel şahıslara, otellere veya şirketlere kiralanamaz. Beton dökülemez. Bu konudaki duyarlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
** Turizm imarlı arsalara konut ruhsatı verilmesi Kuşadası turizmini yok etmeye çalışmaktan başka bir anlama gelmez. Kentimizi bir turizm kenti olarak görmek istiyoruz, açık bir şantiye kenti olarak değil.
DOĞAL VARLIKLARIN KORUNMASI
** Güzelçamlı bölgesinde bulunan ve Kuşadası’nın tek sulak alanı olan Kocagöl ölüyor! Çevresindeki siteler foseptiklerini göle boşaltıyor. Çevresi son derece bakımsız ve çöplüğe dönüşmüş halde. Yerel yönetim ve diğer sorumlu kurumların gölün bir çöplük alanı olarak kullanılmasının önüne geçmesini ve kendi ekosistemine iade etmesini bekliyoruz.
** Kuşadası’nın kırsal bölgelerinde yeni bir moda başladı. İmar izni olmayan bölgelerde hatta orman içinde hobi bahçesi ve küçük tekerlekli evler yapılıyor. Altyapısı olmayan bu yeni moda evler nitelikli tarım alanlarını, ormanları yok etmektedir. Ne yazık ki bu konuda sorumlu kurum bulamadık. Tarım, Orman ve yerel yönetim sorumluluk kabul etmediler.
DOĞANIN/EKOSİSTEMİN KORUNMASI ODAKLI BİR ÇEVRE VE KENTLEŞME
** KuşaÇep olarak çevreyi ve doğayı göz ardı eden hiçbir gelişmeyi onaylamamız mümkün değildir. Bu çerçevede aşağıdaki konuların altını ayrıca çizmek istiyoruz:
YENİ HAVUZ İZNİ VERİLMESİN
** İklim Değişikliği sorunu hızla büyüyor. Belediye bünyesinde İklim Değişikliği Şubesi oluşturulduğunu öğrendik. Bu birimin çalışmalarından haberdar olmayı talep ediyoruz. DSİ verilerine göre su kaynakları açısından kapalı bir havza olan Kuşadası’nda yeraltı suları sadece yağmur suları ile besleniyor. Herhangi bir yeraltı nehri yok ve mevcut dereler kurumuş durumda. Dolayısıyla bireysel su kuyusu açılmasına izin verilmemesi ve mevcut olanların kapatılmasını talep ediyoruz. Yine bu çerçevede yapı ruhsatları verilirken havuz izni verilmemesini istiyoruz. Kuşadası halkının yakın gelecekte susuzluk çekmemesi için ne gerekiyorsa yapılmalı, kısa mesajlar, paneller ve bilgilendirme broşürleriyle insanların konu hakkında farkındalık geliştirmesi sağlanmalıdır. Yeraltı sularının heba olmasına neden olan patlatmalı taş ocakları en kısa sürede kapatılmalıdır.
**Bazı projeksiyonlarda Kuşadası nüfusunun 2025 yılında 450.000 dolayında olacağı ifade ediliyor. Bu rakam Kuşadası’nın olağanüstü bir yapılaşmaya zorlanacağı anlamına gelmektedir. Ancak böylesi bir gelişmenin çevre/doğa talanı olmaksızın gerçekleşmesi neredeyse imkansızdır! Rakamlar adeta inşaat sektörünün iştahı için gerekçe oluşturmak maksadıyla üretilmiş gibi görünmektedir.
** Kuşadası Çevre Platformu olarak çok önemli bulduğumuz bir diğer husus yerel yönetimlerden beklentilerimizdir. İktidarın doğamızı, canlı yaşamı hiçe sayan, memleketimizi maden şirketlerine peşkeş çeken, geleceğimize ipotek koyan politikalarına karşı mücadele etmeye çalışan bizleri desteklemelerini çok önemli buluyoruz. Yerel yönetimlerin öncülüğünü üstlendikleri çevre mücadeleleri başarılı olmaktadır. Sizleri bu halk seçti. Soruyoruz; Yerel yönetim sülfür soluyan bir Aydın’dan nasıl kendini sorumlu tutmaz? Büyük Menderes’in binlerce yıldır suladığı bereketli Aydın Ovasında sanki beton tohumu atılmışçasına binaların yükseldiği bu görüntüden nasıl kendini sorumlu tutmaz?
**Kuşadası’nda Türkiye’nin her yanından gelip bina diken müteahhitler var. Kuveytli, Katarlı, İranlı müteahhitler var. Kuşadası toz ve gürültü içinde bir şantiyedir. Çevremizdeki dağlar taş ocakları nedeniyle delik deşik. Ormanlar paramparça.