Sansür: BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAYIM

Esat Altungün yapabildiğine göre, ben hayli hayli yaparım.

Haber Giriş Tarihi: 01.01.1970 02:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
adaninsesi.com

Ben Latif Sansür; Kuşadası Belediyesini yönetmeye adayım…İsmi kamuoyunda geçen diğer potansiyel adaylar Engin Berberoğlu, Fuat Akdoğan, Kılınç Kocaman, Serdar Akdoğan, Ömer Günel’den daha popüler olduğuma, Altungün ve yönetimini tedirgin ettiğime inandığım için adaylığımı açıklıyorum. Kuşadası tarihinin en beceriksiz belediye yönetiminin başı Esat Altungün’ün medya tetikçisi aracılığıyla haftalardır bana saldırmasını başka nasıl yorumlayabilirim ki? DBÖ’nün ince taktikleri ile hedef seçilmemin başka ne anlamı olabilir ki?

Onun beceriksizliğini, Kuşadası’na verdiği zararları bir tek ben dile getiriyorsam, bu kentin geleceğine ben sahip çıkıyorsam ve diğerleri susuyorsa adaylığı hak etmiş olmaz mıyım?

Bu kararı açıklamadan önce kendimi Esat Altungün ile karşılaştırdım.

Artılarımı eksilerimi hesapladım.

O yapabildiğine göre bende yapabilirim dedim.

Benim eğitimim, onun eğitiminden daha fazla.

Ticari ve mesleki geçmişi koca bir hüsran, benim ise başarım, geldiğim nokta ortada.

O bu kentten hep alırken, rant ile beslenirken, ben 26 yılda Kuşadası’nın bir çok sorununun takipçisi oldum. Sağlıktan eğitime, turizmden doğaya, beceriksiz yöneticilerden kişisel menfaatleri için makamlarını kullananlara kadar bir dizi olumsuzlukla savaştım.

Altungün, beş yıllık meclis üyeliğinde, iki buçuk yıllık belediye başkanlığı döneminde bu kente sadece iki çay ocağı, üç heykel, birkaç sokak asfaltı kazandırdı. Haa, birde amcasına kıyaklarını unutmamak gerek. 

Ben ise sadece son bir yılda Kuşadası’nın en büyük ağaçlandırma alanlarından birinin birilerine peşkeş çekilmesi oyununu bozarak Kuşadası’na 550 dönüm yeşil alan kazandırdım. Kentin kanını emenlere, her santimetresini parsellemeye, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeye çalışanlara karşı durdum, duruyorum. İhale fesatçılarının, rantçıların korkulu rüyası oldum. Amcam olmadığı gibi sırtımda kamburum da yok.

Altungün seçimden önce iflas etmişti: Borçları vardı, işyerlerini batırmıştı, bir paket sigaraya muhtaçtı, yerel gazeteler “seçilmezse intihar edecek” “Yaşamını belediye rantıyla sürdürüyor” diye yazmıştı.. Seçilince durumu düzeldi. Tarihin en beceriksiz belediye başkanı olsa da, (başkanlık maaşıyla) duyumlarımıza göre tüm borçlarını ödedi. Evini değiştirdi. Yaşam standardı farklılaştı. Hatta medya tetikçisi bile tuttu.  

Ben iflas etmedim, ama geçmişte güvendiğim bir arkadaşımın kazığını yedim. Halk deyimiyle dolandırıldım. Onun yüzünden dükkanım elimden alındı, borçları bana kaldı. Ahlaksız bir oyuna geldim. Hep kul hakkı yiyen, ahlı bir servet yapmaya çalışan o ahlaksızın, başta ilahi adaletin, sonrada yasaların önünde hesap vereceğine inanıyorum. Ondan kalan belediye borcum, birde vergi borcum var. Kim bilir; seçilirsem bende (başkanlık maaşıyla) borçlarımı öder, evimi değiştiririm.

Sizce başkan adaylığımı açıklamam için yeterli sebep değil mi bunlar…

Altungün’den onlarca üstünlüğüm varken neden aday olmayayım..

Genel başkanına yüz metrekare park, bir çay ocağı açtıran, beceriksizliği ile Türkiye’nin gündemine oturan Altungün bir daha hayalinde bile olsa adaylığı göremeyeceği için CHP’den aday olmayı düşünüyorum.

Şimdilik tek eksiğim meclis listem…

Öneri ve teklifleri almaya başladım bile…

Haydi hayırlısı…