Kuşadası’nın her yanı reklam panoları ile donatılıyor. Kafanızı çevirdiğiniz her yerde ışıklı, ışıksız veya elektronik bir reklam panosuna rastlıyorsunuz. Halkın içine çıkamayan, yandaş basın hariç hiçbir basın mensubuyla yüz yüze gelmeye cesaret edemeyen belediye yönetiminin konser, eğlence etkinlikleri yer alıyor bu panolarda.
Bu reklam panoları önceleri çok azdı. Her uygar kentte olması gerekenden biraz fazla olsa da fazla göze batmıyorlardı. Belediye başkanlığı dışında her işi yapabileceğini göstermek isteyen Belediye Başkanı Esat Altungün’ün kaynak yaparken, elektronik alet onarırken hatta marangozluk yaparken ki fotoğrafları yer almıştı bu panolarda. Kimse dönüp bakmayınca, bunlara yenileri eklendi. Bilmem ne bayramını kutlayan, hangi özel günde yaşlıları, çocukları öpen başkan fotoğrafları süsledi yeni ve eski panoları. Yine kimse dönüp bakmadı. Bir ara fotoğraflar o kadar abartılmıştı ki, çizgi film kahramanlarına alışan çocuklar bu yeni afiş kahramanına “Afiş man” adını takmıştı.
Bu kez işi abarttılar, belediye’nin girişinden sahile, el heykelinin bulunduğu alana kadar her yeri dev totem reklam panolarıyla doldurdular. Kavşakların içine, yön levhaları gibi panolar yerleştirdiler.
Ne de olsa Kuşadası’nın tapusunu almışlardı. Tepki gösteren, karşı çıkan, yetkili makamlar dahil, müdahale eden kimse olmayınca da insanların gezerken, araç kullanırken başını çevireceği her yere reklam panolarını yerleştirdiler. Pano sahiplerinin para kazanacakları normal reklamlar dışında, belediye yönetimini istediği anda o panoları kullanabileceği anlaşmaları var nede olsa…
Vatandaşa hizmet belediye başkanının 24 saatini fotoğraflayarak panolara asmak değildir. Hele hele eline kaynak makinesini, o fotoğraf çekimi dışında ömründe bir tuşuna elinin değmediği bilgisayarı vererek çekilen fotoğraflar hiç değil. Bir yaşlının elini öpmek, bir çocuğu kucağa almakta hizmet değil.
Seçimlerden bu yana geçen sürede belediyecilik adına yapılan tek bir olumlu ve vurgulanması gereken hizmet var. Bazı cadde ve bulvarlardaki asfaltlama ve kaldırım çalışmaları. Bunun dışında eski yönetimlerin başlattığı, şimdiki yönetimin görkemli törenlerle açmakla yetindiği hizmetler var.
Haaa, birde yazar Aykut Işıklar’ın vurguladığı gibi “Yazık değil mi Kuşadası’nın parasına… O paralar ile neler yapılmaz? Çoluk çocuk tatil yapsın, organize edenler para kazansın diye” düzenlenen Altın Güvercin var.
Bu üç şeyi duyurmak için bu kadar reklam panosu yerleştirdiklerini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Amaç beyin yıkamak. Hitler'in bile yapmadığını yapmaktır. Üretim ve yönetim kapasitesini gizlemek için başkanlarının görsellerini kullanıyorlar. İnsanların reklam panosunda başkanlarının fotoğrafını gördüklerinde “Vay be! Başkana bak helal olsun, nasılda çalışıyor!” diyeceğini sanıyorlar.
Yanılıyorlar… Hem de çok…
Vatandaşların söylediklerini duysalar başkanlarının tek fotoğrafını o panolara asmayacaklarına eminiz…
Ne dersiniz? Haksız mıyız?