Kuşadası'nda yaşayan Nazmiye Yıldırım’ı (41) evlat hasreti yazar yaptı. Evlendiği 1993 yılından bu yana eşi Erbabil (43) ile çocuk sahibi olmak için tıbbın her alanında çözüm aradıklarını söyleyen Nazmiye Yıldırım, kendi deyimiyle “Umuda yolculukta umutsuz kaldıktan sonra” yaşadıklarını kitaplaştırdı. “9 Yıl 10 gün süren doğum sancısı” ismini verdiği kitabında bu güne kadar yaşadıklarını anlatmanın yanında, yaptıkları evlatlık başvurusu olumlu sonuçlanır bir çocuk evlat edinmeleri halinde, o çocuk için yapacakları ve hislerini yazdığını söyleyen Nazmiye Yıldırım, “1993 yılında evlendiğimizde maddi olarak kötü durumda olduğumuz için tercihimizi iş, ev ve arabadan yana kullandık. Bir müddet sonra her şey yoluna girdiğinde çocuğumuzun olmasına karar verdik fakat çocuğumuzun olmadığını fark ettik. Bu süreçten sonra tedavi aşamaları başladı. İlk önce eşin dostun tavsiyesi ile doktorlara gitmeye başladık. Doktorlardan sonuç alamadığımız için hastanelere geçiş yaptık. Hastanelerde ilk önce mikroenjeksiyonu sonra tüp bebek tedavi aşamasını 2 kez yaşadık. Eşim evlat edinmeyi öne sürdü fakat ben evlat edinmeye kesinlikle karşıydım. Biyolojik olarak kendi çocuğumuzun olmasını istiyordum. Fakat tüm deneneler bütün tedaviler yanıtsız kaldı”dedi.
Eşinin evlatlık alma önerisine önce karşı çıktığını söyleyen Nazmiye Yıldırım, çocuk özlemiyle yanan kalbinin en sonunda evlatlık fikrini kabullendiğini söyledi. Yıldırım, “Bu benim için kabullenmem için çok uzun bir süreçti. Ona ilk önce kalbimde yer açtım. Çünkü Çarşamba pazarından alınacak bir şey değildi. Sonuçta hayatımıza girecek bir bireydi. Ona daha sağlıklı anne baba olabilmek için bir günlük tutmaya karar verdim. Bu günlüğümde de evladımıza her şeyi anlattım ona nasıl kalbimizde yer açtığımızı kaleme aldım.Ona ulaşmanın zorlu sürecinden ona nasıl bir anne ve baba olacağımızdan daha eli elimize gözü gözümüze değmeden nasıl bizim evladımız olduğunu anlattım. Biz 3 yıldır evlat edinme sıramızı bekliyoruz. Bölgemiz İzmir çıktı. İzmir bize çok şanssız geldi. Biz 40 yaşını geçtiğimiz için 3-4 yaşında çocuk edinebileceğiz. Bu da çok güç, bir yıldır dokuzuncu sıradayız”dedi.
Yaşadıkları süreci, sıkıntıları, çocuk özlemini, evlat edinme sürecini kitaplaştırarak aynı duyguları yaşayanların sesi olmak istediğini söyleyen Nazmiye Yıldırım “Siz hiç umuda yolculuğunuzda, umutsuz kaldınız mı? Ben kaldım. 9 yıl 10 ay Süren Doğum Sancısı kitabında tüp bebek tedavilerimizi evlatlık edinme sürecini eğer evlat edinebilirsek ona kalbimizde ne kadar çok yer açtığımızı yazdımDiğer annelerin 9 ay 10 gün yaşadıkları bekleme sürecini ben yıllardır yaşamaya devam ediyorum. Kısırlık tedavisinden bu yana tam 9 yıl geçti. Kitabımda bir kadının yıllardır devam eden çocuk sahibi olma mücadelesini, biyoloji ve bürokrasinin engelleri arasındaki savrulmalarını, duygu karmaşasını, azmini. Her şeyi anlatım”dedi
Eşinin anne olma özlemini çok iyi anladığını ve ona destek olduğunu söyleyen Erbabil Yıldırım’da “Eşime elimden geldiğince destek olmaya çalıştım. Bu süreçte eşim çok yıprandı ve üzüldü. Evlat edinme fikri ilk benden çıktı. Ama eşim kendi çocuğumuzun olmasını istiyordu. Olmayınca da benim fikrime katılarak evlatlık edinmeye karar verdik. Bu süreçte neler yaşadığımızı eşim günlük tutarak yazdı. Okuyan dostlarımızın önerisiyle bu günlükleri kitap haline getirmeye karar verdik. Bazı insanlar istedikleri şeylere çok çabuk ulaşabilirler ama değerini bilmezler. Bazıları da bizim gibi insanlarda gerçektende erişilmesi imkânsız olan şeyler için mücadele verirler”diyerek çocuğu olan ailelerin bunun değerini bilmesi gerektiğini söyledi.