Kuşadası tarihinin en kötü belediye yönetimi tarafından yönetiliyor. İş bilmiyor, hizmet üretemiyor, bırakın verdikleri sözleri günlük belediyecilik işlerini bile beceremiyorlar. El attıkları her şeyi yüzlerine, gözlerine bulaştırıyorlar. Kendilerine oy verenleri, bu kentte yaşayan herkesi hayal kırıklığına uğratıyorlar. Onlara bunları söylediğinizde, gerçekleri dillendirdiğinizde size tüm güçleriyle saldırıyorlar.
Kusura bakmayın beyler, bayanlar…
Kimse konuşmazsa biz konuşacağız. Kuşadası’nın geleceğinden yıllar çaldınız. Kuşadası’nı çaresiz, güçsüz, sıkıntıda bıraktınız. Bunu affetmemiz mümkün değil. Bunca şeye rağmen susalım mı? Konuşmayalım mı?
Geçtiğimiz aylarda belediyenin mücavir sınırları içindeki Kirazlı Köyü yolunda bir çalışma başlattınız. Reklamlarla, basın bültenleriyle duyurdunuz. İş makineleri yol çalışmasına başladı. Kısa bir süre sonra her şeyi olduğu gibi bıraktınız. Ekolojik tarımı, eko pazarı, köy sofraları ile turizmden ekmek kazanan Kirazlı Köyü sakinlerini cezalandırdınız. Köstebek yuvasına dönen yoldan kimse geçmek istemeyince köy ekonomisi adeta çöktü. Bu beceriksizlik değil mi? Madem yapamayacaktınız neden var olanı bozdunuz? Şimdi kimse bunu dillendirmeyecek mi?
Kuşadası’nın simgesi Güvercinada’ya iş makineleri, traktörleri sokarak patates tarlası gibi delik deşik ettiniz. Biz uyardık, tarih zarar görüyor dedik. Bizi mahkemeye vermekle, yalan söylemekle tehdit ettiniz. Peki o günden bu yana ne yaptınız. Her şey olduğu gibi duruyor. Her gün binlerce yerli ve yabancı turist tarafından gezilen Güvercinada bir mezbelelik haline dönüşmüş. Bu beceriksizlik değil mi?
Kuşadası’nı Turizm Markası yapacağız dediniz, mısırcı, dondurmacıları sahile yığdınız. Dileyen dilediği yeri işgal etti. Kaldırımlar, yollar, caddeler parsellendi. Temizlik derseniz berbat. Yolları söylemeye bile gerek yok. Kısacası turizmi baltalayan ne varsa onu yaptınız, yapılmasına göz yumdunuz.
Daha önce var olan iki parkı yeniden düzenlediniz. İki buçuk yılda yaptığınız tek icraatla övünürken işi abarttınız. O parklara harcanan paradan daha fazlasını bilbordlara, pankartlara, bez afişlere harcadınız. Birilerine rant yaratma yerine o paraları belediyenin dibindeki Yunus Emre parkının düzenlemesine harcasanız daha iyi olmaz mıydı? Her gün belediye’den çıkarken o parkı görmüyor musunuz? Fuhuş yuvasına dönen o parktan geçerken hiç mi yüzünüz kızarmıyor.
Atatürk’ün Kuşadası’na geldiğinde durup şehri seyrettiği tepeyi berduşların kurtarılmış bölgesi yaptınız. Seçilir seçilmez oradaki tabeladan eski başkanın ismini silip yerine Esat Altungün yazdırmanın dışında iki buçuk yılda bir çivi çakmadınız. Haa, birde orda yaşamaya çalışan, çevreyi düzenleyip, temizleyen aileyi attınız.
Bunlar gibi örnekleri sayfalarca uzatmak mümkün. Kuşadası halkı beceriksizliği, iş bilmezliği görüyor. Artık kimse sizden seçimlerde vaat ettiğiniz projeleri gerçekleştirmenizi beklemiyor. Günlük asli işlerinizi, sadece belediyecilik yapın yeter.
Ama Allah için başarılı olduğunuz bölümler de var. Yandaşlara rant sağlama, bazı meclis üyelerine tartışmalı projelerden destek çıkma, Çarşamba pazarı, Nazilli Pazarında yandaşlara yer açma, her tarafı afiş pankart ile donatarak birilerine rant sağlama, seçimler öncesi verilen sözler yapılan pazarlıkların karşılığında birilerine kent kaynaklarını akıtma çabalarınızı herkes görüyor.
Görünen bir şey daha var: Hani o ünlü halk türküsünde olduğu gibi…
“Aşağıdan, yukarıdan yolun sonu görünüyor.”
Az kaldı…